HOŞGELDİNİZ






Çarşamba, Haziran 30, 2010


Yaz günlerinin ,kış günlerinin yani benim için her mevsimin vazgeçilmezi. Nedir bu? dediğinizde kısır diyeceğim.yapılışı kolaymı kolay, yemesi bir o kadar lezzetli, çerez gibi anında yutulan, yedikçe yenesi bir alışkanlık.Çay denince simit - peynir gibi akla gelen bir yiyecek.Çaylı toplantılarda aklımıza ilk kısır gelir nedeni benim için bilinmez ama galiba buğday ülkesi olmamız, bulguru çok kullanmamız, bize kısırı sevdirdi diye de düşündürür bana.Bu yazıyı yazmamı sağlayan da iş yerindeki arkadaşımın sabah sabah mercimekli köfte getirmesi.İnanın sabah falan demedik çayın yanında bir güzel yedik silip süpürdük.Yemek için öğleden sonrayı falan beklemedik.Bense geçenlerde fotoğrafını çektiğim kısırımı yayınlayamamış olmanın sıkıntısıyla olsa gerek hemen bilgisayarımın başına oturup size yazmayı düşündüğüm bu satırları yazma fırsatını yakaladım.Yediğim mercimekli köftenin lezzetiyle olsa gerek uzunca olan bu yazımıda yazdım.Evimi temizlemeye gelen hanım, kasede duran bulguru görünce-Abla sana saat 5 teki çayın yanında kısır yapayımmı? çok kolay bir tarifim var.bak bunu sen bilmezsin dedi.O zaman merak ettim ve tamam dedim.
Gerçekten yapılışı çok basit.Ocağın altını yakıp tencereyi oturttu.İçine göz kararı sıvı yağ koyup kızdırdı.salçayı ekledi.Yine göz kararı ince bulguru koydu ve kavurdu sıcak su döküp ocağın altını kapattı. Karıştırıp biraz bekletti.Bulgur beklerken tüm yeşillikleri ince ince doğradı(Yeşil soğan, maydanoz,)tuzunu kattı biraz baharatını koydu.Yeşillikleride ekledi.Limon sıktı ve sıcak sıcak çayın yanında afiyetle yendi.Gerçekten nefis olmuştu. Tüm günün yorgunluğunu unutarak nefis bir çay eşliğinde yedik. O benim çayımı çok beğendi,ben de onun kısırını..

1 yorum:

hayat dedi ki...

Canım, kısır sevilmezmi hiç bir de hafif acılı olursa.Elinize sağlık. Afiyetler olsun size.
Sevgiler...