HOŞGELDİNİZ






Pazartesi, Aralık 27, 2010


Sevgili Arkadaşlarım,Hepinize Yeni yılda mutluluk huzur ve sağlık diliyorum..

Pazartesi, Aralık 06, 2010


Biliyorum çok ara verdim.Çooook...
Yukardaki başlık aslında bir özür.Beni seven, arayan, soran dostlarıma bir özür bu.
Bloguma girmesemde sevgili arkadaşlarım şunu bilin sizleri hep izledim.Mesaj bırakamadım sadece.Hepinizi seviyor ve sevgilerimi gönderiyorum.
Geçenlerde hiç denemediğim bir yemeği sizinle paylaşmak istiyorum.Görselliği yok biliyorum ama yazmadan da yapamayacağım.Hep rejim , diyet deyip duruyoruz. Ben de biraz dikkat ediyorum ve hafif tarifler uyduruyorum nacizane.İşte buda o tariflerden biri, fakat bu iki sebze birbirine öyle yakıştı ki anlatamam. Hafif mi hafif bir rejim yemeği oldu. Sevgili Tijen şu sıralar blogunda da belirtmiş dikkat ediyor yediklerine.Belki Tijenciğim bunu da denersin.Tüm rejim yapan dostlara bu tarifi yolluyorum..
Yemek tamamen istek dışı ortaya çıktı.Buzdolabına baktığımda pırasa ve kabaktan başka bir sebzem yoktu.Bu iki sebze de tek başlarına bir tencere yemeği olamayacak kadar azdı.Birden ikisini beraber pişirmeye karar verdim.Birisi kış sebzesi diğeri yaz sebzesiydi ama manavda yan yana duruyordu.Bizim zamanımızdaydı o.Sebzeler ve meyveler yazlık ve kışlık olarak ayrılırdı.Şimdi hertürlü sebze ve meyve hep yanyana artık.Beraber yaşıyorlar kardeş kardeş.Gerçi ben hala alışamadım. Her türlü meyve ve sebzeyi mevsiminde tüketmeye özen gösteriyorum.Yemeğimin bir ölçüsü ve yapılış tekniği yok. Tencereye yağ ve soğan kondu az kavruldu arkadan pırasa sonra kabak dilimlenmiş olarak kondu.söyle bir çevrilip sıcak suyu karar olarak kondu. İndireceğime yakın bulgur kondu ve tuzu ilave edilip altı kapatıldı.Siz yapılış aşamasında yani yağ ve soğan kavrulurken az miktarda dolabınızda yazdan kalma domates sosunuz varsa koyabilirsiniz çok yakışıyor ama domates koymadan da harika..

Perşembe, Ağustos 19, 2010


Yaz ne güzel bir mevsim.Herşey ne kadar bol. Tatili,meyvesi,sebzesi,güneşi
işte bende bunların çok bol olduğu bir yerde tatilimi geçirdim. Tam tamına bir ay yoktum aranızda.Geldim ama aklım hala oralarda kaldı.Aklım egede.

Pazartesi, Temmuz 12, 2010

Havuçlu kek...

Her pazar kek..
havuçlu keki lise yıllarında kızkardeşim çok yapardı.Annemin gün arkadaşları bayılırdı bu keke.Ben de bu pazar yapmaya karar verip denedim.Annem çok sevdi.Zaten yumuşacık keklere bayılır.Komşularım bahçeme çaya geldiler onlara da ikram etmiş oldum.lezzetine bayıldılar.
Malzemeler şöyle;
3 yumurta,
1.5 su bardağı şeker.
3 su bardağı rende havuç
1 paket kabartma tozu
1 paket karbonat
1 cay kaşığı tuz.
1 bardak+2 parmak un.
1 su bardağı iri dövülmüş ceviz içi
1 yemek kaşığı tarçın
1 su bardağı sıvı yağ
Önce yumurta ile şekeri çırptım.Sıvı yağı ekledim ayrı bir yerde unlu malzemeleri eledim ve tahta kaşıkla yumurtalı karışıma yedirdim.havuç ve ceviz içini de ekleyerek yuvarlak küçük borcam tepsisine döktüm.Tepsiyi yağlamayı unutmayın.sonrada tepsiyi bir kaç defa yumuşak bir zemine vurunki kekin havası çiksın. 170 derecede 40 dk. pişiriyoruz..rengi tarçın rengi oluyor. kendiside yumuşacık, pamuk gibi. afiyet olsun...sevgiler.

Salı, Temmuz 06, 2010


Ağlayan kek.ama benim için ıslak kek..
Keki deneyip denememek konusunda tereddütüm vardı ama iyikide yapmışım çok sevildi.
tarifini vermek isterim deneyecekler için.
4 yumurta.
3 fincan un (kahve fincanı kullanıyoruz)
3 fincan şeker
1 paket kabartma tozu
1 fincan kakao
1,5 fincan sıvı yağ
2 yemek kaşığı ılık süt
piştikten sonra üzerine 1,5 bardak süt.
önca yumurta ve şekeri iyice çırpıyoruz. sonra içine sıra ile un, kakao,kabartma tozunu eleyerek koıyuyoruz ve tahta kaşıkla karıştırıyoruz.hiç pürüz kalmıyor.
fırını ılık yapıp kek için küçük yuvarlak borcam tepsisini teremyag ile yağlıyoruz. kek hamurunu tepsiye boşaltıyoruz ve tepsiyi havası çıkması için bir kaç defa yere vuruyoruz ve kekin havasını çıkartıyoruz.tepsiyi fırına verip ısıyı 170 derece yapıp 30 dakikaya ayarlıyoruz.bıçakla kontrol ediyoruz pişip pişmediğini.
Keki fırından çıkartınca 3-4 dakika bekletiyoruz ve üzerini birkaç yerinden deliyoruz.1,5 su bardağı sütü kekin üzerine kaşık kaşık dökerek yediriyoruz.soğutup üzerini folyo ile kapatıp buzdolabına kaldırıyorum. ertesi gün içini çekmiş olarak daha da lezzetleniyor.Gerçekten nefis yumuşacık bir kek oluyor.Yanlız kakao çok önemli dr.oetker'in dark kakaosunu kullanırsanız dahada lezzetli oluyor.Benden söylemesi.Üzerine kram şantisini yapıp sürerseniz ve ayrıca da çikolatalı sos yapıp(muhallebi)şantinin üzerine dökerseniz ağlayan keki tam anlamıyla yapmış olursunuz.Ben se kalorisinden korktuğum için kekimin üst malzemesini yapmadım.bu şekilde de nefis bir kek.denemenizi tavsiye ederim.Islak kekin üzerine dökülen malzemesinde yumurta var.(normal kakaolu kekin malzemelerini hazırlayıp çırpıp 1 su bardağı kek hamurundan ayırıp pişen kekin üzerine sonradan dunu döküyoruz. hatırlayacağınız üzere)Ben o yüzden sevmiyorum o tarifi. Ama bu harika bir yöntem.İçim rahat.Islak kek yapmak isteyenlere bu yöntemi kullanmalarını tavsiye ederim.
sevgiler...

Pazartesi, Temmuz 05, 2010

Mis gibi kokar.

Ihlamur ağaçları arasında yürüdünüzmü hiç? Geçenlerde ıhlamur ormanına denk düştüm.Ne keyif yarabbim anlatamam.Başımı kaldırıyorum arılar vızır vızır, ihlamurun çiçeklerinden faydalanıyorlar.Bende uzandım dallara bir , iki, üç derken kıyamadım.Kopardığım kadarıyla yetindim, ellerim fazlaca uzanamadı bu güzelliğe kıyamadım.Şimdi tekrar gidip o güzelliği yaşamak istiyorum.

Çarşamba, Haziran 30, 2010


Yaz günlerinin ,kış günlerinin yani benim için her mevsimin vazgeçilmezi. Nedir bu? dediğinizde kısır diyeceğim.yapılışı kolaymı kolay, yemesi bir o kadar lezzetli, çerez gibi anında yutulan, yedikçe yenesi bir alışkanlık.Çay denince simit - peynir gibi akla gelen bir yiyecek.Çaylı toplantılarda aklımıza ilk kısır gelir nedeni benim için bilinmez ama galiba buğday ülkesi olmamız, bulguru çok kullanmamız, bize kısırı sevdirdi diye de düşündürür bana.Bu yazıyı yazmamı sağlayan da iş yerindeki arkadaşımın sabah sabah mercimekli köfte getirmesi.İnanın sabah falan demedik çayın yanında bir güzel yedik silip süpürdük.Yemek için öğleden sonrayı falan beklemedik.Bense geçenlerde fotoğrafını çektiğim kısırımı yayınlayamamış olmanın sıkıntısıyla olsa gerek hemen bilgisayarımın başına oturup size yazmayı düşündüğüm bu satırları yazma fırsatını yakaladım.Yediğim mercimekli köftenin lezzetiyle olsa gerek uzunca olan bu yazımıda yazdım.Evimi temizlemeye gelen hanım, kasede duran bulguru görünce-Abla sana saat 5 teki çayın yanında kısır yapayımmı? çok kolay bir tarifim var.bak bunu sen bilmezsin dedi.O zaman merak ettim ve tamam dedim.
Gerçekten yapılışı çok basit.Ocağın altını yakıp tencereyi oturttu.İçine göz kararı sıvı yağ koyup kızdırdı.salçayı ekledi.Yine göz kararı ince bulguru koydu ve kavurdu sıcak su döküp ocağın altını kapattı. Karıştırıp biraz bekletti.Bulgur beklerken tüm yeşillikleri ince ince doğradı(Yeşil soğan, maydanoz,)tuzunu kattı biraz baharatını koydu.Yeşillikleride ekledi.Limon sıktı ve sıcak sıcak çayın yanında afiyetle yendi.Gerçekten nefis olmuştu. Tüm günün yorgunluğunu unutarak nefis bir çay eşliğinde yedik. O benim çayımı çok beğendi,ben de onun kısırını..

Pazartesi, Haziran 14, 2010

doğum günüm....

Kutlu doğum haftası gibi oldu..
Aynı gün çalıştığım mesai arkadaşlarım sağolsunlar sürpriz yapıp beni sevindirdiler.
Ertesi gün çok sevdiğim arkadaşım yemege götürdü.Arkasından pastasız olmaz dedi ve yukarıda gördüğünüz pastamızı ısmarladı.Çok güzel bir gündü. En önemlisi ise arkadaşımla geçirdiğim o güzel saatlerdi.Akşama eşim yemege götürecektiki bana balık yaparak sürpriz yaptı başbaşa bir akşam yemeği yedik.Çok becerikliydi doğrusu herşeyi kendisi yapmıştı.Pazar günü ise ablam yemeğe çağırdı pastanı al ve gel dedi.Akşama kadar ablalarımla beraber olmak bana çok iyi geldi.Bundan sonra doğumgünlerimi bir hafta boyunca kutlamaya karar verdim.))
sayfamı ziyaret eden dostlarıma sevgiler gönderiyorum..

Perşembe, Mayıs 27, 2010


Çok uzaklara gitti.başka bir kıta ya uçtu.Gideceği yere sağsalim varmış. Aldım mesajını.İçim rahatladı.Yolun açık talihin ve şansın bol olsun.Yüreğim ve tüm kalbim seninle biricik oğlummmmmmm

Perşembe, Mayıs 20, 2010

Oğlumun balkonu...




Oğlumun balkonu şu an çok güzel.Balkona çıkıp bir bardak çay içmenin keyfi bambaşka.
Doğaya saygılı, onu seven bir evlat yetiştirdiğim içinde mutluyum.Balkonu harika mevsim çiçekleriyle dolu. Hepsini kendi ekti.Bende sarımsakları ektim.Şimdi toplayıp salataya bile koyabiliyoruz.Nefis bir aroması var.Organik olanın tadı inanın bir başka.Saksıda bile yetişmiş olsa yine de çok lezzetli.Her şeyden öte oğlumun bunları sulaması, ilgilenmesi bana mutluluk veriyor.Tabiata gösterdiği ihtimam ve dikkat bana sonsuz kıvanç veriyor..Doğaya saygılı gençler yetiştirmek, ülkemizi seven evlatlar yetiştirmek dileklerimle..

Cuma, Mayıs 14, 2010

Perşembe, Nisan 15, 2010

Elmalı kurabiye..
Ağızda dağılan nefis tereyağlı bir lezzet.

Aytaç ablamın elmalı kurabiyesi..
Elmalı kurabiyeyi herkes yapar ama bu kurabiye gerçekten nefis..
malzemelere gelince;
150 gr(yumuşak tereyeğ ve sana karışımı)
1 çay bardağı sıvı yağ( ayçiçek)
1 yumurta oda sıcaklığında.
1 paket kabartma tozu
1 çorba kaşığı sirke
Bir tutam tuz.
1 çay bardağı toz şeker.
yoğurt( 1 çay bardağından bir parmak eksik)Fazla konursa kurabiye yumuşak olur.
alabildiği kadar un.
yapılışı:
yağ ile un ,y,ce elle yedirilir.bu kısım püs noktası.
şeker yağı iyice yiyor.sıvı yağ diger malzemelerle konuyor.Tüm malzemeleri ilave ediyoruz unu azar azar katıyoruz.Ele yapışmayan bir hamur elde ediyoruz. un az konuyor.Hamuru 3'e ayıralım. unlayarak bir pazıyı alıp oklava ile açalım.2 mm kalınlığında açalım.ve 12 parçaya bölelim.(sigara böreği formatında kesiyoruz)
3 pazıdan 36 adet elmalı kurabiye çıkıyor.Yani çok bereketli.
Ayrı bir yerde 3 elmayı soyup rendeliyoruz. 2-3 kaşık su ilave edip pişiriyoruz suyunu çekiyor. içine az şeker ilave ediyoruz. şeker kısmı biraz size kalmış.Damak zevkinize göre koyun miktarını.Elma püresi soğuyunca içine az tarçın koyup ceviz içi ilave ediyoruz.
12 parçaya böldügümüz hamurun her bir parçasına (sigara böregini sarar gibi)elmalı püreden koyup rulo şekli veriyoruz.Fırını yakıp ısıtıyoruz.175 derecede pişmesi gerekiyor.Ben mini fırında pişiriyorum .Oldukça başarılı oluyor.Ruloları çok aralık olmadan tepsiye dizip fırınlıyorum.Pembeleşince fırından çıkarıyoruz.Ilınınca üzerine pudra şekeri serpebilirsiniz.Bu isteğe bağlı.Pudra şekeri serpmedende nefis oluyor.Böyle olunca yemesi daha kolay.Çünki pudra şekeri biliyorsunuz yerken dökülüyor.Harika bir kurabiye tavsiye ederim.Siz bakmayın uzun uzun anlattığıma. Aslında yapımı çok basit ve kolay.Başarı %100...
Aytaç abla'cığım kulakların çınlasın...

Pazartesi, Nisan 05, 2010


Çok sevdiğim ve sıkça yaptığım bir börek.
İçini önceden hazırlıyorum. Tavuk gögsü veya budu (isteğinize kalmış)'nu 1 kaşık sıvı yağda soğan ile sote ediyorum.içine haşlanmış bezelye koyup biraz da krema takviyesi yapıyorum.
2 yufkayı üst üste koyuyorum.Arasını su, sıvı yağ ve sirke ile ıslatıyorum. siğara böreği gibi yufkaları kesiyorum.8 parça ya bölüyorum.Malzemeyi yufkanı kenar kısmına koyup biraz enlice sarıyorum.Önce yumurtaya buluyorum sonra da galeta ununa ve fırın tepsisine aralıklı diziyorum.Pişince sıcak sıcak çayın yanında servis ediyorum.
Beğeneceğinizi umarım..İyi haftalar.

Salı, Mart 09, 2010

Isparta'dan cevizli erişte...


Ortanca ablam çok yapar. Zevkle yeriz.Dün akşam evde yanlızım,yemeğim yok ama eriştem var))Aklıma ablamın bu çok lezzetli makarnası geldi.
Ev eriştesini haşlıyorum ama süzmüyorum.Suyunu pilav gibi koyarım o zaman erişte daha lezzetli oluyor fakat biraz yapışkan oluyor.Erişte pişince üzerine yağda eritilmiğ tereyag gezdiririm.Evde bulunan beyaz peynire dövülmüş bol miktardaki cevizi ekleyip eriştenin üzerine döküp karıştırıyorum.

Pazartesi, Mart 08, 2010

Ekşili...


Çok güzel bir çorba.Elazığlı bir arkadaşımdan öğrendim.Sık sık yapar oldum.Özellikle oğlum çok sever oldu.
Kıymanın içine soğan çintiyorum,karabiber ve tuz koyuyorum isterseniz maydanozda doğranabilir.yogurup ufak ufak top köfteler yapıp tefalde kızartıyorum.
Ayrı bir tencerede çintilmiş soğanı ve 3 kaşık un ile yağda kavuruyorum.İçine bol nane koyuyorum.Ayrıca salça ekliyorum,Sonra suyunu ekliyorum çorba kaynamaya başlıyor köfteyi ekliyorum.Ayrı bir kapta 2 su bardağı yoğurdu sulandiriyorum ve çorbaya katıyorum. Sürekli karıştırıyorum .Çorbayı 5 dakika sonra ateşten alıyorum..

Perşembe, Şubat 18, 2010

Kar güzeli..




Ankara kalesinde mart ayı başına kadar devam edecek olan yedi adet resim sergisi var.Bu organizasyonu çok sevdiğim aile dostum Galeri Z'nin sahipleri tertipledi.Onların emeği çok ama çok büyük.Yıllardır Ankara Kalesinin ve çevresinin kalkınma ve gelişmesinde katkıları olan bu dostlarımızı hemen hemen her hafta sonu ziyaret ederiz.Galeri Z' de bulunmak çok keyifli. Burada eski dostları her zaman bulmak mümkün. Bizler için bir buluşma ve terapi yeri oluyor adeta.Yeni dostluklara da zemin oluşturması bakımından benim için önemli bir sanat evi.Bir dostumuzun bahçesinden bizler için getirdiği kardelen çiçeği hepimiz için ilgi odağı oldu.İlk defa gördüm bu çiçeği ve hayran kaldım.Bahçelerinde itina ve özenle yetiştirip üretiyorlar. Nesli tükenen çiçeklerden kardelen. Bursada dağlarda hala mevcutmuş.Dostlar bulgaristanda deliorman bölgesinden soğanını getirmişler ve bahçelerine ekmişler.Bize de seyretmek düştü.Buyurun sizde seyredin...

Pazartesi, Şubat 15, 2010


Sevgililer gününüz kutlu olsun.

Cuma, Şubat 05, 2010

Sevgili Dostlarım ve Arkadaşlarım epeydir aranızda yoktum. Sebebi ise sağlık sorunumun olmasıydı, Çok şükür şu an iyiyim. Kısacası taşlarımdan kurtuldum))) yanınızdayım..
hepinize sevgiler yolluyorum..Sizleri ve blogumu çokkkkkkkkk özlemişim..





Salata yemek yanında olabileceği gibi, başlıbaşına bir öğün de olabilir.

şimdilerde salataların içinde yok yok.

Her istediğinizi ve yakıştırdığınızı salatanıza ilave edebilirsiniz.

Benim salatam işte böyle bir şey.

Göbek marul, nane ,havuç rende,maydanos,biraz kuruüzüm, biraz dövülmüş iri ceviz, zeytinyağ, limon...

Burada önemli olan sunum şekli.

Bir yufkayı masaya seriyoruz ve yuvarlak kaseyi kalıp olarak kullanıyoruz.kasenin çevresinden kesiyoruz yufkayı.Evdeki ateşe dayanıklı büyücek kaseler işe çok yarar. kaselerin kenar kısmını yağlayıp içine yufkayı koyup , kasenin kenarlarından sarkmasını sağlıyoruz. Kasenin orkasına kuru bakliyat koyup kaseleri 10 dk.fırınlıyoruz. Kalıptan yufkayı dikkatlice çıkartıp, salata malzemelerini içine koyarak servis yapıyoruz..Görüntü nefis...