HOŞGELDİNİZ






Perşembe, Mayıs 31, 2007

 

TAZE YAPRAK ÇIKTI..ANNEMLE YAPRAK SARDIK...(Organiklere devam....)
Bahçe ürünlerine devam. Bu seferki üretim Annemin bahçesindeki asma'dan toplanan yapraklarla
yapılan yaprak sarması. Annemin sarmaları çok meşhurdur. Bir yiyen bir daha arar. El lezzeti
denen şeyde bu olsa gerek.
Annemin bahçeye ektiği ASMA bu sene bolca yapraklandı.Annem, annesinin bahçesindeki asmaya alışık.Genç kızlığından gelen bu alışkanlığı kendi bahçesinde de sürdürmek istedi.Yıllarca asma dikti bahçeye tutturamadı.Nedendir bilmem yetiştiremedik!!.Benimde uğraşmama rağmen olmadı.Her sene 3-4 adet fide ekerdik hep kururdu.Sonradan öğrendik ki dikilen filizlerin dip kısmını iyice çiğnemek gerekliymiş.Kökü hava almamalıymış.Dikerdikmez de sulamak gerekliymiş,sonrasında da bol su verilmeliymiş.Neyse efendim çok şükür bu sene asmamız nazar değmesin çoştu,hayat buldu yıllardan sonra. Pazar günü yaprakların çoğaldığını görünce
ki pazarda da yaprak çıkmış dayanamadım.
-Hadi anne yaprak saralım dedim. Trakya da anneannemin bahçesinde bulunan asmadan sarılan dolmaların lezzeti hala damağımdadır. Anneannem biber dolmasını yapar kalan pirinci de asma yaprağını sarmada kullanırdı. Sarmaları aynı tencerede biber dolmalarının üzerine dizerdi. Çok hoş bir lezzettiki anlatılır gibi değil. Annemle o günleri hatırlayıp konuşa konuşa sarmamızı yaptık.
Tarif oldukça basit ve göz kararı.
Ben size mümkün olduğunca ölçü vermeye çalışacağım.
2 bardak pirinç ayıklanıp yıkanır.
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı toz şeker
Bol rende kuru soğan(3 edet)
Kuru nane,Dolmalık fıstık (1 paket)
Sarı kuru üzüm (3 yemeklik kaşık)
Tarçın isteğe bağlı.Ben dolmada sevmiyorum koymadık.
ve bol zeytinyağı.(Annem derki yağ dolmada parlayacak.)
Asmadan yapraklar toplanacak.)))
Tüm malzemeler çigden birbiriyle kariştırılır. Ateşte bir iki kere karıştırılır.
Yapraklar yıkanıp tabak içine serilir, içten biraz alınıp yaprağın kök kısmına konur. İki tarafından alınan yapraklar ortaya getirilip malzemenin üzerine kapatılır ve sarılır.
Tencereye asmadan alınan filizler dibe yerleştirilir. Sarmalar bunun üzerine dizilir.
Asma filizleri dolmaya mayhoş bir tad veriyor. Enfes oluyor.
Sarma işlemi bitince dolmaya su verilir. Sıcak su dolmaların hizasına kadar konur.(Hatta biraz daha aşagıda tutulur.)Bildiğiniz gibi etli sarma küçük küçük sarılır. Zeytinyağlılar annemin deyimiyle kalem gibi olmalı)). Bizimkilerde öyle oldu efendimmm, sonra
sarmaların üzerine cam tabak kapatılır. Hatta sarmaların bu aşamada üzerine biraz yağ gezdirilebilir.(Eğer içine yağ az geldiyse koyun).Ateşe tencere oturtulur. Sarmalar ağır kısık ateşte yavaş yavaş pişmeye bırakılır. Dolmanın suyu çok önemli. Fazla verilen su dolmaların mama kıvamında pişmesine sebep oluyor. Bu püf noktasını bilince dolma yapmak kolaylaşıyor. Afiyet şeker olsun efendim...
Posted by Picasa

Pazartesi, Mayıs 28, 2007


PANCAR KAVURMASI YAPTIM BENDE!!!
Cuma günü marketten pancar yaprağı almak istedim. Tüm aramama rağmen bulamadım. Pancar var fakat saplarını kesmişler. Ben de birkaç adet pancar aldım. Üzerinde kalan saplarını ve arasında bırakılan yeşil yaprakları ayıkladım 2 avuç yeşilliğim oldu. Pazar günü erkenden herkes uykuda, ben mutfakta pancar kavururken kendimi buldum. NANE-LİMON'un sayfasında okumuştum. Sevgili münevver pancar kavurmasından bahsediyordu.(Şimdi emin olamadım ama,inşallah doğru hatırlıyorumdur). Kışın pancar turşusu yaptığım zaman bunu neden bende denemedimki ? diyerek kendime kızdım.(Kendime çokta haksızlık etmiş olmayayım.Galiba benim turşu kurduğum mevsimde pancarlar da yaprak yoktu,bu mevsim de çıkanlarda bulunduğunu hatırladım ,kendime kızmaktan da bir anda vazgeçtim) Hemen yapılacaktı ama istenen yapraklar bulunamadı. Olsun ben genede olanla idare ettim.
2 adet soğanı çinttim. Tencereye zeytinyağını koyup soğanları ilave ettim kavurmaya başladım. Yıkayıp temizlediğim pancar sapları ile sayılı miktardaki yeşil yaprağı da ilave ettim. Kavurmaya başladım. Biraz sıcak su ilave edip tuzunu ve şekerini de koyup tencerenin kapağını kapattım. Ateşi kıstım. Ara sıra baktım pembe halini merak ederek!! Benim saplar sayılı olduğu için rengi çok pembe olmadı. Anladımki pancar kavurmasına pembe halini sapları veriyor. Sabah ailecek kahvaltımızı yaptık. Herkes işine gitti. Öğlen olduğunda benim yemeğim hazırdı. Pancar kavurmam tabakta yenmeyi bekliyordu. Tadını merak ederek karşısına oturdum. Tadı muhteşemdi!!! bu kadar lezzetli olabileceğini doğrusu düşünmemiştim. Anneciğim ıspanakları temizleyip yemeğini yapar köklerini ve saplarını da hep kavurur. Ben de ondan gördüğüm gibi yapıyorum. Pancarı da ıspanak kavurur gibi kavurdum. Bu güzel tadı birde sarımsaklı yoğurtla deneme fikri aklıma geldi, hemen az miktarda sarımsaklı yoğurt hazırladım. Üzerine döktüm. Afiyetle bu farklı tadı da deneyerek pancarı bitirdim. Bu çok lezzetli yemeğin tadını damağımda hissetmek için başka birşey yemedim. İyiki de denemişim. Teşekkürler Münevverciğim..

Pancar yaprakları ile yapılan kavurma

HINZIR KÖSTEBEK
Epeyce zaman önceydi.Oğlumun ilk doğduğu yıllardı hatırladığım kadarıyla .Hiç unutmam o günü .Bahçe anılarımda yer almıştır.Kızkardeşim çaya gelmişti. Akşam oldu göndermedim.Hava kararmak üzereydi. Kardeşim arkasını dönük vaziyette bahçeye oturuyordu.Onun arkasında boyu 50 cm e ulaşmış koparıpta salatasını yapamadığım seyrek yapraklı kendiliğinden çıkmış bir MARULum vardı.Özenle sulardım. İşte o zamanlar marul ile kıvırcığın farkını anladım. Marul seyrek ve uzun yapraklı oluyor. Kıvırcık ise kısa ve geniş yapraklı .Her ikiside bahçede yetiştiği içinmidir nedir daha seyrek ve oldukça hafif oluyorlar. Marul için eşim "Bunun salatasını yapma vakti geldi artık" der dururdu.İşte o günlerdeydi bu anlatacağım olay.Neyse karanlık bastırmak üzereydi. Kızkardeşimin arkasındaki marulun yapraklarında kıpırtı başladı.Önce anlayamadım, saniye sürmeden marul oradan yok oldu.Hızla kalktım .Kız kardeşimde ürktü gördüklerimizden. Marul bir bütün olarak toprağın içine doğru çekiliyordu. Marula asıldım.Bu tamamen benim refleksimdi.Olayı kavrama diye birşey yok bende.!!!Marulun uçtan küçük bir bölümü elimde kaldı. Tamamı ise yok oldu,gitmişti.İnanamadık.Bu nedir? diye birbirimize baktık.İlk şaşkınlığı atlatınca ben bahçedeki kopmuş fırça sapını deliğe soktum.Sap toprak içinde derinlere doğru gittikçe gitti ve tamamen 2 metrelik sopa delikte kayboldu.Durum kritiği yapmaya başladık. Bu neydi?Buğüne kadar böyle birşey hiç görmemiştim. Tarla,toprak işimden de anlamazdım.Yeni evlilik yıllarımdı ve ilk defa bahçeli şehirden uzak bir yerde oturuyorduk.Eşimin istemesiyle bu evi tutmuştuk.Neyse olayın üzerinden 2 gün geçti bahçe suluyordum ,birde baktımki lalelerimin boyunları bükülmüş toprağa değiyorlar. Yaprakları sararmaya yüz tutmuş.Anlayamamıştım sebebini.Lalelere dokununca yapraklarıyla beraber sapları elimde kaldı.Tüm lalelerin durumuda böyleydi.İncelemem sonucu lale soğanlarının yok olduğunu gördüm. Bahçede birkaç yerde toprak öbekleri oluşmuştu. Eşimle beraber tatil günü masayı hazırlayıp bahçede kahvaltıya oturduğumuz an yeşillikleri arasından onu gördük. Sevimli kıpır kıpır yerinde duramayan bir şeydi bu. Bize bakıyordu. Vücudu dik bir hal almış bizi izlerken yakalandı bize. Ben çığlık attım. O ürktü hızlıca toprağa dalıp kayboldu. Sonradan eşim bu senin marulu yiyen hınzır KÖSTEBEK dedi.Böylece olay aydınlandı.O sene bahçemdeki tüm soğanlı çiçekler yok oldu. Köstebekçik hepsini afiyetle yedi bitirdi. Bahçenin altını üstüne getirdi. Ben bu tatlı hayvancığa kızamadım. Hatta bahçemden gitmesin orada yuva yapsın bile diyordum. O yiyecekleri bitince başka bahçelere musallat oldu.Sonrada gelmez oldu..
 

Ekolojik tarım ürünü yetiştirmek gerçekten zor.bebek gibi ilgi ve şefkat istiyor.
Gün ve gün büyümelerini seyretmek çok keyifli.Son kez gururla fotoğrafladım bir kere daha.
Hızla tüketildikleri için sonları geliyor.
Posted by Picasa

Çarşamba, Mayıs 23, 2007


ORGANİK ORGANİK BAKIYORLAR!!!
Organik Tarımın ilk mahsulu soframda yerini aldı.
Kendi yetiştirme keyfini sürmek istiyorum ama evhalkındaN müsaade yok.Onlar bu güzel ve lezzetli yeşillikleri hemen tüketme çabasındalar.Afiyetle yesinler.Başka söze gerek yok.Öyle değilmi?Gönül rahatlığıyla salatasını yaptım yedik.Hormonsuz olduklarını bilmek insanı rahatlatıyor.Birde suladığımız su terkos suyu.Dereden akan pis kirli sularla sulanmamış.Gerçekten keyifli bir durum.Anlatılacak gibi değil!! inanın...

Organik Tarım yapıyorum...nacizane!!!

KIVIRCIK YETİŞTİRDİM..ORGANİK!!!
Organik tarım adını artık sıkça duymaya başladık.Küçüçük, miniminnacık bahçemde artık ne yetiştireceğimi şaşırmış durumdaymışım!!! Annem öyle diyor!!! Ben söylemiyorum.Hayatımdan memnunum.Çiçeklerim,meyve ağaçlarım (Kaysı,vişne,kiraz), hatta 4 adet ladin çam ağacım son olarakta birkaç adet kıvırcıklarım!! hepsi bu kadarla kalmayacak elbet,ben toprağı seviyorum.Onun o verimli halini ne verirsen hatta vermezsen bile üretkenliğine bayılıyorum.Kendiliğinden çıkıveren otlar,tohumu nereden geldiği belli olmayan ısırganlar,yabani menekşe,kendiliğinde büyüyüveren vişne!! daha adını şuan hatırlayamadiğim birçok ot.Kıyıpta bahçemden atamadığım yeşillikler..
Organik tarım denemem kıvırcıklarım oldu..Onları gururla size göstermek isterim.
Yanlız bunlar satın alınanlar gibi yoğun yapraklı olmuyorlar.Nedenini bilmiyorum.Belkide hormonsuz oldukları içindir.

Pazartesi, Mayıs 21, 2007

Kolay Elmalı Bisküvili Tatlı.

 

Bu ayın etkinliği kurabiye.Etkinliği düzenliyen ise hülya.Önce yaptığım bu pratik tarifi kurabiye kalıplarında şekillendirmek istedim ama vaktimin olamayışı yüzünden servis tabağına hemen koymam gerekiyordu.En kısa sürede kurabiye yapıp yayınlayacağım. Gazeteden okuyup aklımda kalanlarla denediğim hafif,kolay bir tarif vermek istiyorum.
Yenildikten sonra resimlemek aklıma geldi.
Yaparken çekme fikrine hala alışamadım.Unutuyorum.
2 adet elmayı rendeledim.İçine 1 adet rende havuç koydum bu benim fikrimdi tarifinde yok.1 su Bardağı şeker koyup pişirdim.(şeker durumunu kendi damak zevkinize göre ayarlayın derim.).(Bu aşamada isteğe baglı olarak içine 1 kaşık margarin konulabilir.Bu pastamızın lezzetli olmasını sağlar ama ben koymadım.)Ateşten alınıp içersine 1 paket vanilya,1 tatlı kaşığından az tarçın,1 bardak ceviz içi konup karıştırılır.2 paket kakaolu bisküvi rondodan geçirilip karışıma ilave edilir.Bisküvili karışım servis tabağına bastırarak yerleştirilir.Üzerine hindistancevizi serpilir. Afiyet olsun.
Posted by Picasa
u
 

Tarçınlı,elmalı bisküvili....
Posted by Picasa

Yeşil fasulye

 

Yarım kilo taze fasulyem vardı.Az olduğu için yemeğini yapmaya da değmeyecekti.Rejimde olmam nedeniyle bu sıralar sebzeye yöneldim.Daha önce yemiş olduğum bir tarifi sizinle paylaşmak isterim.
Yarım kilo yeşil fasulyeyi temizleyip yıkıyor ve az su ile haşlıyorsunuz veya buhar tenceresinde pişiriyorsunuz.2,3 adet sarımsağı biraz tuz ile havanda dövüyoruz.kaseye 3-4- kaşık zeytinyağ koyup içine sarımsakları da ekleyip yarım limon sıkıyoruz iyice çırpıyorum.Servis tabağına aldığım haşlanmışfasulyenin üzerine bu karışımı döküyorum.İyice karıştırıyorum.Üzerine ince ince doğradığım dere otunu serpiyorum.Afiyet olsun...
Posted by Picasa

Çarşamba, Mayıs 16, 2007

Çocukluğumun Akasya Ağacı

 

Çocukluk yıllarıma doğru kısa bir yolculuk yaptım bu sabah.Parktan geçerken burnuma akasya kokusu geldi.Uzun zamandır bu baygın parfüm kokusunu özler olmuştum.Başımı kaldırınca beyaz beyaz bana bakan çiçeklerini gördüm.Nerelerdeydiniz? uzun zamandır sizi özledim !!!İlkolula gittiğim yıllardı.Apartmanımızın bahçesinde çok büyük bir akasya ağacı vardı.Daha sonra taşındık ama ben o ağacı hep kokusuyla hatırlarım.Ne ilginçtirki beyin denen organ kokuyuda hatırlayıp,yıllar öncesindeki anıları tazeliyebiliyor.Hayret!!!...Tek katlı evlerin bahçelerini süsleyen bu hoş kokulu ağaç,evlerin yerini apartmanların almasıyla azaldı.Ben onu artık arar olmuştum.Bileniniz varmıdır? bilmem akasya balı vardı.Yurt dışından Almanya'dan gelirken kardeşim getirmişti.Akasya kokan bir bal!!! İnsanın başını döndüren baygın kokusuyla akasya ağacı karşımda duruyor,Arılar çiçeklerine konuyor,Serçeler cıvıldaşarak dalların arasında oynaşıyorlardı.Ne hoş bir manzaraydı bu görülmeye değer.Çiçeklerini koparmaya kıyamadım sadece kokladım.Dokundum.Sevdim.Tekrar görmenin mutluluğuyla yürüyüp uzaklaştım...
Posted by Picasa

Akasya..2

 
Posted by Picasa

akasya.3

 
Posted by Picasa

Akasya...4

 
Posted by Picasa

Pazartesi, Mayıs 14, 2007

Kıymalı börek..

 

Size ailecek çok severek yediğimiz ablamdan ögrendiğim bir tarifi vermek istiyorum.

Malzeme,
-1/2 kilo kıyma
-3 adet yufka
-1/2 çay bardağı bulgur.
-ceviz
-tuz
-1 yemek kaşığı biber salçası
-1/2 demet maydanoz kıyılmış
-1 adet soğan rende.ve karabiber.
Yufkaların arası için
biraz su,1 kaşık sirke,125 gr yag eritilmiş.
Üzerine:
kasede 2 yumurta çırpılır az su damlatılır çırpma işlemi rahatlatılır.
başka bir tabağa galeta unu konur.
Yapılışı;
1/2 çay bardağı bulgurun üzerine ılık su ilave edilir.Bulgur şişer.(Bir bardak bulgur olur)
1 adet yufka tezğaha serilir arasına su ,sirke ve yağ karışımından sürülüp,yufka bir ucundan tutulup diger ucuna katlanır.Yani yarım yufka şeklini alır.Sonra 6 eşit parçaya bölünür.Sigara böreği keser gibi.
Kıyma,sogan ve salça ile kavrulur biraz yag konur. Bulgur ilave edilir.Kavurup Ateşten alınıp içine maydanoz,tuz,karabiber ceviz konur karıştırılıp soğutulur.Sigara böregi sarar gibi,yufkanın geniş tarafına iç malzeme konup sarılır.
yumurtalı suya batırılıp,Tabaktaki galeta ununa bulanır ve tepsiye aralıklı dizilir.
Diger kalan 2 yufkayada aynı işlemler yapılır.3 yufkadan 18 adet börek çıkıyor.
Önceden ısıtılmış fırında 35 dk.pişirilir.Fırın sıcaklığı 170 derece.Ben 3 adet yufka kullandım siz daha fazla börek elde etmek isterseniz malzemeyi arttırarak aynı tarifle daha fazla börek yapabilirsiniz.
Afiyet bal şeker olsun.
Çok beğenerek tüketeceğinizi düşünüyorum..
Posted by Picasa

Evimizde çok sevilen bir börek...

 

Evcek çok sevilen bir börek bu.Hem pratik hem lezzetli..
Posted by Picasa

Cuma, Mayıs 11, 2007

Çiçekler Anneme..

 
Posted by Picasa

Canım anneme...

Bu hafta sonu Anneler günü.Çok sevdiğimiz saydığımız annelerimizin günü.Canım anneme her gün işe giderken uğrarım kapısını açar,o güzel gülüşüyle güne beraberce merhaba deriz.Bir bardak çayını içer işe giderim.Onun hayır duasını almadan yoluma gitmeyi nedense hiç istemem.Oda beni bekler bilirim.Evladım her sabah gelme,yoruluyorsun seninde işin vardır der.İşimde olsa ,Annem herşeyden önemli benim için.Şimdi düşünüyorum, ihtiyacı olan birşeyi mi alayım ?yoksa Zevkine hitap edecek bir ürünmü olsun bu seçimim.Muhtemelen bunu cumartesi gününe bırakacağım.Biliyorumki hediye beklemeyecek.Sadece hatırlanmayı isteyecek.Sadece sevgi ile olan bir öpücük bekleyecek.O gün tüm çocuklarının evinde toplanması yemekler yenilip keyifle çaylar içilmesi onu mutlu edecek.O sabah erkenden kalkacak. Kendi elleriyle akıtmalar yapacak gene.Hazırladığı nefis gül reçelini çıkartacak.Çeşit çeşit peynirler çıkartacak çay sofrasına.Akıtmayla çok güzel olur hadi çaya diyecek.Sakın gelirken yorulupta pasta falan yapmayın ben hazırlandım diyecek.Hava güzel olursa çok sevdiği bahçesinde bizi ağırlıyacak.Bizleri bir kez daha bağrına basıp duygulanacak,o güzel yeşil gözlerinden yaşlar akacak,hüzünlenip babamı hatırlayacak.Hüzünler ve sevinçler beraber yaşanıyor böyle günlerde.Canım annemin ellerinden öpüyorum.Tüm annelere saygılarımı hürmetlerimi gönderiyorum.Hepsinin güzel yanaklarından öpüyorum.
Posted by Picasa

Perşembe, Mayıs 10, 2007

Kızlarım çok güzeller..

 

Bahçemin laleleri bu sene çok güzel açtılar.Biraz geç açtılar ama sonunda da coştular.Hergün baktım tomurcuklara,ne gün açarlar? diye.Baksanıza iyice açmış halleri.Birazda gelincik vari duruyorlar.Cep telefonuma bu görüntüyü wallpaper yapmıştım.Çiçek seven dostlara açıp açıp gösteriyorum.Bayılıyorlar.Renkleri,görünüşleri vs.herşeyleriyle pek bir güzeller.Yayınlayacağım demiştim.Sonunda oldu.Diyorum ya nazikler çok,ömürleri kısa her güzel şey gibi.Acele edip bitmeden yakaladım görünüşlerini.Ben seyretmeye doyamıyorum.Sizlerle paylaşmak istedim.Benim gördüklerimi sizde görün istedim.Bütün bir yaz boyu hep açsalar ne güzel olur.Her bahçeye çıkışımda bu güzel kızlarımı görsem. Çok isterim.Görüntülerini hafızama ve buraya yerleştirdim.Seneye yine görüşmek üzere diyorum onlara.Birkaç gün daha bahçemi süsleyip veda edecekler.Görmeyi bekleyen dostlara diyorum ki buyurun siteme..
Posted by Picasa

Kırmızısı al benili..

 

Kızlarıma bakarmısınız nasıl da açtılar.Gülüyorlar adeta..
Posted by Picasa

Lalelerim içimi açtılar..

 

İnsanın kendi yetiştirmesi bir başka oluyor.Kızlarım diyorum onlara.
Posted by Picasa

Pazartesi, Mayıs 07, 2007

Çiçekli Ebegümeci tabağı...

 

Pazardan ilk kez aldığım ebegümecinin salatasını yapacaktım.Oğluma ot yedirmek zor.Eti sevdiği için otlarla ilgili ne yapsam yediremiyorum.Sevmiyor.Pazar sabahı ebegümecini görünce onun yemesinide arzu ettim.Yaprakları asma yaprağını andırıyor.Ebegümecini yıkayıp ayıklarken bir yandanda ne yapabilirim? diye düşünüyordumki aklıma sunumu geldi.Hemen dolaptan yumuşak peynirim vardı böreklik olarak aldığım onu çıkarttım.Ebegümeçı yapraklarının arasına 1 çay kaşığı beyaz peynir koyarak çiçek motifi şekli verdim.Tabağa tek tek dizdim.Şeklini yukarıda görüyorsunuz.Kendim içinde ebeğümeçlerini kıydım. Üzerine zeytinyağı ve limon sıktım tuz serptim nane ile süsledim.lk defa denediğim bu tadı sevdim.Tek başına yemesi hiç hoş değil.Oldukça lezzetsiz.Tadı adeta ot tadı.Oğlumun işi acele olduğu için hemen çıkmak zorundaydı.Tadına bakamadı.Ben bu hoş görünümlü ebegümeci çiçeklerini afiyetle tükettim.Çocuklara sevmedikleri yemekleri güzel sunumlarla yedirebiliriz diye düşünüyorum.Deneyin belki başarırsınız...
Posted by Picasa

Ebegümeci çiçek açtı

 

Ortadaki beyaz peynir çiçeğim.Çiçek açmasını istedim.Aklıma bu geldi.
Posted by Picasa

Hıdrellez ve bir doğum günü

 
Posted by Picasa

Büyük ablam 7 mayıs doğumlu. Pazar günü beni arayarak havanında güzel olmasından faydalanıp biryerlere gidelim dedi.Doğum gününü bir gün önceden kutlayalım dedim.Kendiside aynen benim gibi düşündüğünü söyledi.Diğer ablalarıda arayarak proğram yaptık ve Gölbaşına gittik.Hem hıdrellezdi onuda kutlamak istemiştim.Gölbaşı ilk gittiğimiz saatte tenha idi .Öğlen yemeğimizi orada yedik.Çok keyifli bir zaman dilimi geçirdik.Akşam üstü saat 4 gibi heryer insan kaynıyordu .Havanın güzel oluşundan istifade eden kişiler kır özlemi içindeydiler belliki.Güzel bir gün olmuştu.Yemeğimizi yedikten sonra kır çiçekleri topladık.Tanrı ne hoş yaratmıştı,renkler ve dizayn harikaydı.Dayanamayıp çiçekleri su bardağına koyduk.Masamızın çiçeğide böylece halledilmişti.Bu masanın olmazsa olmazlarından birtanesiydi.Böylece Büyük halamızın (Ablamın) da doğum gününü kutlamış olduk.Hediyesini verdim.İyiki doğmuş ablacığım.Onu tanımaktan çok mutluyum.Kendisine sağlık ve huzur içinde geçecek uzun yıllar diliyorum.Çayımızıda içerek kalktık.Güneşi,sıcağı hepimiz özlemişiz.

Hıdrellez fotografları.Güzel anlar bunlar.1.2.3.

 

Küçük Halamızla kuçaklaşıyoruz
Posted by Picasa

2

 
Posted by Picasa

3

 
Posted by Picasa

Benim motorcum harikalar yarattı ...

 
Posted by Picasa

Cumartesi günü Oğulcuğumu görmeye gittim.2 Senedir motor kullanıyor fakat motor ehliyeti almaya karar verdi.Bilinçlendiğini düşünüyorum.Araba kullanıyor.Ehliyeti var.Olaya ciddi eğilmesine çok sevindim.Çalışma alanında rahat hareketleri motora hakimiyeti muhteşemdi.Hocası çok beğendiğini bana iletti.Hatta 5 tip motor kullandıracaklarını oğlumun direksiyon bilgisi ve kabiliyeti nedeni ile deneyip 3.tip motordan başlattıklarını söyledi.Gururlandım.250 cc liği kullanıyordu ki müthişti.Bu motor 4. kademe ilerleyişte kullandırdıkları motordu.En son 500 cc kullanacakmış.Konuyu bildiği halde yılmadan usanmadan hocasının sözünü dinleyişi takdire şayandı.Hatta hocası oğlumla ilgili sorular sordu ve Motora karşı çok ilgili olduğunu düşündüğünü söyleyip,Motor sevgisini keşfettiğini ve ona iş teklif ettiğini söyledi.Çok gururlandım.Bende hocasına oğlumun kendi imkanlarıyla motor yaptığını, motor parçalarını birleştirerek motor topladığını söyledim.Cep telefonumda ki topladığı motorun resmini gösterdim.Şaşkınlıkla ,hayretle izledi.Motor sevgi işi ,motoru sevenle çalışmak isterim dedi.Mutevazı bir çocuk bu konuyu hocasına açmamış bile.Oğlum bu konularda çok yetenekli.Yetenek Allah vergisi bir şey.Oğlum Tv deki bu tip proğramları sürekli izliyor.İstanbul'da motor fuarına gitmişti.Türkiye'de motor toplayan kişi olarak istanbul'da oğlumun yaptığı işi yapan(Tabiki oğulcuğum bu işi amatörce yapıyor.) sayın TELLİ ile tanışmış,telliye motorunun fotografını göstermiş adamcağız çok etkilenmişti.Kişilerin hobileri ilerde işleri olabilir derim hep.Yetenekli oldukları konularda kişiler imkanları olup iş yapabilmeliler.O zaman işlerini sevip, yıkılmadan o sektörde ayakta kalabiliyorlar.Gençlerin işleri hiç kolay değil.Hepsine buradan iyi dileklerimi yolluyorum.Oğlumda dahil,gençlerimiz umarım istedikleri alanda sevdikleri işleri yaparlar..Onlar için dileğim bu...